göstermek

göstermek
(-i, -e)
1. 显示, 展示, 陈列, 出示, 使看到: Bilet gösterin. 请出示您的票!Bu gözlük ufak yazıları iyi göstermiyor. 带这副眼镜看不清小字。Lütfen bana daha ucuz bir oda gösteriniz. 请让我再看一间更便宜的房间!
2. 指, 指示, 指引: Çocuk vitrindeki oyuncağı parmağıyla gösterdi. 孩子用手指了指柜台里的玩具。Lütfen bana yolu gösteriniz. 劳驾!我问个道。Lütfen bana onu harita üzerinde gösteriniz. 请在地图上把它给我指出来。
3. 使参观, 使访问: yabancılara şehri \göstermek 让外国人看看这个城市
4. 表明, 说明, 证明: Böyle hareket etmem kötü mü, yoksa iyi mi oldu bunu ancak zaman gösterecektir. 只有时间才能证明我这么做是好还是坏。Bunların böyle olduğunu onlara göstereceğiz. 我将向他们证明事情就是这样的。Onun davranışı nasıl bir insan olduğunu gösteriyor. 他的行为说明了他是一个什么样的人。
5. 表现, 显示: Her genç kendini şu ya da bu alanda göstermek ister. 每个年轻人都愿意在这方面或那方面表现他自己。Çocuğu yatılı okula yazdırdılar ama kendi hâline bıraktıkları için eski başarısını gösteremedi. 他们把孩子送进寄宿学校就不管了, 所以孩子的成绩不像过去那么好。
6. 描绘: Bu film hayatı toz pembe gösteriyor. 这部电影把人生描绘得五彩缤纷。
7. 使面向, 使朝向, 使面对, 使面临: Vücüdünü güneşe gösteriyor. 他正在晒太阳。
8. 使美, 显示美: İyi kılık insanı gösterir. (或 İnsanı giyim kuşam gösterir.) 成́ 人靠衣装, 佛靠金装。
9. 教, 授: birine ders \göstermek 给某人上课 ona gösteren bir öğretmen 给他授课的一位老师
10. 使做, 让做: Bana ne iş göstereceksiniz? 您有什么吩咐?
11. 显得, 似乎: Bu adam yaşlı gösteriyor. 这个人显得苍老。
12. -e 转́ 给颜色, 算帐, 报复: Alacağın olsun, sana gösteririz! 我总有一天要找你算帐!我们要给你点儿颜色看看!Ben ona gösterim. 我要收拾他。Allah göstermesin. 真主保佑!可别这样!
13. 助动词, 用法相当于 etmek, 如: itaat \göstermek 听话 mukavemet \göstermek 反抗, 抵抗 sabır \göstermek 忍耐

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • göstermek — i 1) Birini veya bir şeyi işaretle belirtmek Vitrindeki oyuncağı parmağıyla gösterdi. 2) i, e Görülmesini sağlamak, görmesine yol açmak Size kitaplarımı göstereyim. 3) Belirtmek, anlatmak Bu söz onun iyi niyetini gösteriyor. 4) e Bir şeyin etkisi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aday göstermek — bir iş veya bir görev için birini aday olarak belirlemek, namzet göstermek Siyasi parti grupları Başkanlık için aday gösteremezler. Anayasa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • büyüklük göstermek — gönül ululuğu göstermek İnsan yaptığı işler ve bıraktığı eserlerle büyüklüğünü gösterir. A. Gündüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çaba göstermek — bir işi başarmak için çalışmak, uğraşmak, gayret göstermek Onu kurtarabilmek için olmayacak şeylere saldırmak derecesinde bir çaba gösteriyorsunuz. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • faaliyet göstermek — 1) çalışmak 2) işler durumda olmak, etkinlik göstermek Casusların en çok faaliyet gösterdikleri liman da burasıydı. F. F. Tülbentçi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hüsnü kabul göstermek — iyi karşılamak, güler yüz göstermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ihtimam etmek (veya göstermek) — özen göstermek, dikkatle davranmak Sanıyordum ki şu anda ne kadar çok ihtimam gösterirsem, geçmiş yıllara ait ilgisizliğim, o denli affolacak. A. Kulin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mucize göstermek — 1) olağanüstü bir olay yaratmak Millî hareket bu son bir sene zarfında o kadar süratli bir mucize gösterdi ki büyüklüğüyle gözleri kamaştırıyor. Y. K. Beyatlı 2) sadece peygambere özgü, insan aklının ve kabiliyetinin erişemeyeceği… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • namzet göstermek — bir iş için aday belirleyip sunmak, aday göstermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nezaket göstermek — davranışlarda nazik olmak Galiba beni tanımış olacak, ondan sonra biraz fazla nezaket göstermek istedi. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • rıza göstermek — razı olmak, onamak, uygun bulmak Yarım yamalak ıslahat tedbirlerine inanmaktansa kazaya rıza göstermek bana daha hoş görünür. Y. K. Beyatlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”